Skip to content

Yeni Bir Casiotone Doğuyor:

CT-S1 Geliştirme Ekibiyle
Kamera Arkası Röportajı

Herkesi Çalmaya Davet Eden Bir Klavye Arayışı


Öncelikle CT-S1 projesinin nasıl ortaya çıktığını bize anlatabilir misiniz?

Hiroshi Sato: Bu projeyi hayata geçirmemizin iki temel nedeni vardı. Öncelikle herkesin alıp çalabileceği kusursuz bir klavye yaratmayı ümit ettik. Klavyeye yeni başlayanlar için çok fazla seçenek olmadığını düşündük ve kendimizin de çalabileceği bir ürün tasarlamak istedik. Çok sıra dışı bir model yaratmak istemediğimiz için insanların yaşam tarzlarına doğal bir şekilde uyum sağlayacak yeni bir standart klavye düşünerek işe başladık. Herkesin hemen çalmaya başlamak isteyeceği bir klavye olmalıydı.

İkinci olarak; klavye zaman zaman piyanonun yerini alacak bir alternatif olarak görülse de biz onu başlı başlına bir müzik enstrümanı olarak yeniden ele almak istedik. Amacımız aynı birime birçok farklı enstrüman koyarken kolay çalınabilirlik için tasarlanan ve kullanımı kolay bir Casiotone yaratmaktı. 1980 yılında ilk Casiotone 201 piyasaya sürüldüğünde konsept "güzel ve farklı tonların yer aldığı keyifli bir dünya" olmuştu. Bu sefer de aynı fikri benimsedik. İlk Casiotone'a dönüp baktığımızda bu konseptin aklımızdaki fikre tam olarak uyduğunu fark ettik. 40 yıldan uzun bir süre sonra bugün Casiotone'un hala varlığını sürdürebilmesinde payı olan orijinal Casiotone'dan bir şeyler almalıydık. Proje bu şekilde hayata geçti.

Hiroshi Sato
Ürün Planlama Departmanı
EMI İş Birimi
Hamura Ar&Ge Merkezi


Başlangıçtaki bu konsepti ürüne dönüştürme sürecine nasıl başladınız?

Hiroshi: Fikirlerinizi iletmek başlangıçta çok kolay olmuyor. Ürün tasarım ekibinin, farklı yaşam alanlarına uyumlu Casiotone konsept resimleri oluşturmasıyla işe başladık. Ürün için bir hedef görüntü üzerinde karar kıldık ve bunu nasıl gerçekçi bir şekilde seri üretime sokabileceğimizi düşünmeye başladık. Fikri somut bir formda iletebilmek, ekipteki kişilerin de anlayabilmesini sağladı.

Shunsuke Oka
İleri Tasarım Departmanı
Tasarım Birimi
Tasarım Genel Merkezi 2

Shunsuke Oka: Zamanlama açısından, Ürün Planlama Departmanı'ndan gelen bir taleple ilgileniyor gibiydik ancak aslında ivme ürün tasarım ekibinden geliyordu.

Hiroshi: Ürün tasarım ekibinin vizyonu bizimkine oldukça yakındı, bu yüzden onlarla her gün iletişim halindeydik. Bazen fikrin ilk nereden çıktığını bilmek zor oluyordu.


Planlama ekibi ve ürün tasarım ekibinin aynı anda aynı fikir üzerinde çalışmasının bir nedeni var mıydı?

Hiroshi: Daha önce de söylediğim gibi, tam istediğimiz klavyeyi oluşturamamıştık. Çocuklar, yaşlılar ve diğer kullanıcı grupları için çok çeşitli ürünler üretmiştik ancak kendi neslimiz de dahil olmak üzere her yaştan müzik tutkunlarına hitap edecek bir klavye geliştirmek istiyorduk. Dikkatimizi bu arayışımıza çevirirken bir yandan da klasiklere geri dönmek üzerine sürekli konuştuk.

Shunsuke: Başlangıçta performans sanatçılarına yönelik bir klavyeye çok odaklanmış durumdaydık ancak bir yandan da herkesin çalmaktan keyif alabileceği o ilk Casiotone konseptine ulaşabilen bir tasarım bulamadığımızı düşünüp duruyorduk. Ürün tasarım ekibi bunu göz önünde bulundurarak bazı önerilerde bulundu. Birkaç departman daha göz attıktan sonra fikir birliğine varmaya yaklaştık.

Hiroshi: Konsept bulmak oldukça kolaydır. Ancak başlangıçta bunları maliyet ve diğer uygulama endişeleri nedeniyle somut ürünlere dönüştüremiyorduk. İnsanlar usanmış bir şekilde toplantıları terk edip gitmek istiyordu çünkü tasarımların gerçekçi bir şekilde üretilebilmesi mümkün değildi. Bu zorluklara rağmen yapı mühendisimiz Kouji kilit bir oyuncu olarak bizimle kaldı.


Yapısal tasarım süreci genellikle nerede başlar?

Kouji Oshima: Yapısal tasarım sürecinde yalnızca tasarım ekibiyle değil, aynı zamanda akustik özellikleri geliştiren ekiple de iletişim kurmamız gerekir. Ses üretmek için enstrüman gövdesinin içinde belirli miktarda alan olması gerekir ancak bu alan çok büyükse ürün dengesiz görünür. Ürün tasarım ekibi ilk başta çok ince gövdeli bir ürün ortaya çıkarmıştı, değil mi?

Shunsuke: Evet, doğru.

Kouji: Ütülenmiş gibiydi! Hoparlörlerin nereye sığacağını düşünmüştüm. Güzel görünüyordu ama tasarımı hayata geçirebilmeye çalışırken saçımı başımı yoluyordum.

Hiroshi: En büyük zorluk, ses ve tasarım arasında denge kurmaktı. Tasarım harika olabilir ancak sesin de iyi olması gerekir.

Kouji: Shunsuke taslaklarımızı gördüğünde şöyle dedi: "Şu kısmı atamaz mıydınız?" Şaka gibisiniz! (gülüyor)

Shunsuke: Gidip gelip "İhtiyacımız olmayan bir parça daha buldum!" diyordum. (gülüyor)

 

Kouji Oshima
Şube 22
Departman 2
Mekanizma Geliştirme Birimi
Geliştirme Genel Merkezi


İnce bir tasarımı uygun bir iç yapıyla nasıl dengelediniz?

Kouji: Bas refleks sisteminde, mümkün olan en geniş muhafazaya ihtiyacınız vardır. Bu klavyenin hoparlör kutusu çizme şeklinde ve bu yeni bir tasarım. Ayrıca ana hoparlör ve bas refleks açıklığı farklı yönlere bakıyor. Bu gibi dokunuşlarla klavye gövdesini çok ince tutarken hoparlörler için yeterli alan elde etmeyi başardık. Elbette, gerçekte süreç çok daha karmaşıktı. İyi hatırlıyorum; hoparlör alanının azaltıldığını gösteren verileri alıp hiçbir şey söylemeden öylece akustik ekibine vermiştim. Yaklaşık bir hafta sonra "Daha da küçülttün, değil mi?" diyerek geldiler. Yakalanmıştım. (gülüyor)

Hiroshi: Normalde bas refleks hoparlörler dikey olarak monte edilir ancak bu tasarım, hoparlörleri yeni bir yatay yapıya yerleştiriyor. Ayrıca ürün tasarım ekibi hoparlör ızgarası konusunda geri adım atmadı çünkü belirli bir görünüme sahip olmasını istiyorlardı. (gülüyor)

Kouji: Taviz verirler miydi hiç! (gülüyor)

Hiroshi: Ayrıca ses kaybı ve maliyet gibi sorunlarla da uğraşmak zorunda kaldık. Kouji yeni tedarikçiler arıyordu ve bu o kadar dar bir zamanda genellikle mümkün değildi. Sonuçta, elinden gelenin fazlasını yapması sayesinde projeyi tam zamanında bitirebildik. Baştan itibaren ortak bir mükemmellik vizyonuna sahip olduğumuz için bunu başarabildik. Uğrunda yola çıktığımız amaca ulaşamazsak her şeyin boşa gideceğinin herkes farkındaydı.

Yeni Bir Casiotone Doğuyor:

CT-S1 Geliştirme Ekibiyle
Kamera Arkası Röportajı

Deney ve Bağlılık Yoluyla Minimal Tasarımın Hayata Geçirilmesi


Yeni tasarımı oluştururken referans aldığınız başka ürünler var mıydı?

Shunsuke: Sesin, klavyenin çalındığı yaşam alanlarında iyi sonuç vermesini istedik ve dediğim gibi, herkesin çalmak isteyeceği bir enstrüman yaratmak istedik. Yastıklarda veya kanepelerdeki gibi döşemelik kumaş kullanma fikrim vardı, böylece klavye odaya tam olarak uyum sağlayabilirdi. Bunu düşünürken ev sinemalarında ve benzer sistemlerde kullanılan "sound bar" adlı uzun hoparlörler aklımıza geldi. Bu tür uzun bir hoparlör ızgarası kullanma konusunda birkaç kişiyle görüştüm ancak bunun imkansız olduğunu söylediler; fazla uzundu. Bahsettiğim kumaş kullanma fikri de fazla yenilikçiydi ve alışılmışın dışındaydı···

Kouji: Kumaş çok kalındı ve sesi iyi geçirmiyordu. Sorun buydu.

Shunsuke: Akustik açıdan daha geçirgen olan farklı bir kumaş dokusunu nereden bulabileceğimizi düşünmeye başladık.

Hiroshi: Birkaç adayımız vardı ancak üç kriteri, yani akustik geçirgenlik, maliyet ve tasarımı, bir arada karşılayan bir aday bulamadık.

Shunsuke: İlk başta akustik açıdan geçirgen olması garanti edilen sıradan bir hoparlör malzemesini düşündük ancak aklımızdaki yaşam ortamlarına uyum sağlayacak bir malzeme bulamadık. Ben de bir kumaş mağazasına gittim, biraz kumaş satın aldım ve o kumaş akustik açıdan pek geçirgen olmasa da yapmak istediğimizi herkese gösterdim. Benzer tasarıma sahip uygun bir kumaş bulup bulamayacağımızı sordum. Bugün kullandığımız pamuklu pike kumaşa bu şekilde ulaştık. İpliğin boyanması aşamasından itibaren her açıdan benzersiz bir kumaş türü. Sonunda kumaşa bu benekli dokuyu verebilmeyi başardık. Son ürüne ulaşmak için çok fazla değişiklik yapmak zorunda kaldık, değil mi?

Hiroshi: Evet, bir ara o kadar çok desen vardı ki takibini yapamıyordum. (gülüyor) Yalnızca kumaşı değil, aynı zamanda onu nasıl boyayacağımızı da konuşmaya başladık. Kouji, sen o zamanlar epey sızlanmıştın ama hiç pes etmedin.

Kouji: Tedarikçinin normalde kullanmadığı özel bir kumaş türüydü. Tasarımcının benekli bir desen istediğini belirtip orijinal bir model üretmelerini istedim. Koyu ve açık renkli iplikleri birlikte dokuyarak benekli deseni oluşturabileceklerini düşündüm ama bu işe yaramadı. Oldukça özel bir boyama yöntemine ihtiyacımız olduğunu anladık. Hangi ipliğin en iyi olduğunu veya hangi sıcaklığın ideal olduğunu düşünmemiz gerekti. Çok sayıda araştırma ve deneme yaptık. Sonuçta tedarikçilerimiz, çok uzun bir deneme yanılma sürecinden geçerek yepyeni yöntemler uyguladı ve tam olarak aradığımız deseni elde edebildik.

Shunsuke: Kouji istediğimiz her konuda, ne kadar ayrıntılı olursa olsun bize yardımcı oldu. Başarımızı büyük ölçüde yapısal tasarım ekibinin çabalarına borçluyuz.

Hiroshi: Şimdilerde evde polo yakalı tişörtlerimi gördüğüm zaman üretildikleri kumaş aklıma geliyor. "Pamuklu pike bu" diye düşünüyorum. (gülüyor)


Ürünü neden üç farklı renkte sunmaya karar verdiniz?

Hiroshi: Başlangıçta yalnızca siyah bir versiyon yapacaktık. Ancak tasarım ekibi, yaşam tarzına ve yaşam alanlarına uyum sağlama fikri göz önüne alındığında tek renk kullanmanın uygun olmayacağı konusunda çok kesin konuştu.

Kouji: Epeyce ısrarcı oldular, değil mi? Birlikte tasarım taslaklarını kontrol edeceğimiz gün, bir anda bize renk çeşitlemelerini sundular.

Shunsuke: Taslaklarla beraber renk çeşitlemelerini gösteren bir poster yaptım ve yanıma aldım. Projenin ana fikri yaşam alanlarına uyum sağlamaksa daha fazla renk kullanmanın kesinlikle etki yaratacağını ve insanların klavyeyi çalma deneyimini gözlerinde canlandırmalarının daha kolay olacağını gösteren ısrarcı bir sunum yaptım. Bunun üzerine ek renklerde versiyonlar oluşturmaya karar verdik. Ancak Kouji'ye ve yapısal tasarım ekibine son anda bu yeni renkleri kullanacağımızı söylediğimizde···

Kouji: Kulaklarımıza inanamadık! (gülüyor)

Hiroshi: Elektrogitar ve vintage enstrümanların renklerinden ilham almıştık. Bu, belirli sesleri belirli görünümlerle eşleştirmek gibi hoş bir etkiye yol açtı. Örneğin, kırmızı renk sayesinde klasik elektronik piyano ve org seslerini ekledim.

Shunsuke: Evet, hafif sarı tonları içeren bir kırmızıydı.

Hiroshi: Bize tam aradığımız renk tonlarını sundular.


Yapısal tasarım süreci genellikle nerede başlar?

Kouji: Uzun süredir müzik enstrümanları tasarlamıyordum ama diğer çalışmalarım "hafif, ince, kısa ve küçük" tasarımlar oluşturma konseptine dayanıyordu. İşte bu yüzden ses kalitesinden ödün vermeyecek bir yapı oluşturmak için akustik ekibiyle birlikte çalışarak başlangıçtan itibaren klavye gövdesini mümkün olduğunca küçük tutmaya çalıştık. Daha önce bahsettiğim muhafazadan, yani hoparlör kutusundan bahsediyorum. Ana hoparlörler yukarı bakıyor ve bas refleks açıklıkları da genellikle aynı yöne bakar. Ancak bu durumda, devre kartı için yer kalmayacaktı. Devre kartını şu anki boyutuna getirmeleri için ekibi epey zorlamam gerekti. "Sığmaz" diyorlardı. Bu kadar küçük tutma zorunluluğuyla ilgili birkaç şikayet aldık. (gülüyor) Akustik ekibine danıştık, açıklığı aşağı çevirdik, kutunun boyutunu küçülttük ve devre kartını oraya yerleştirdik. Böylece istediğimiz kompakt boyuta ulaşabildik.

Shunsuke: Gövdenin alt kısmına da çok fazla emek harcadık. Klavyeyi kolay taşınabilir şekilde tasarladık; bazen kaldırdığınızda gövdenin alt kısmını görebiliyorsunuz. Bu nedenle alt kısımda dalgalı bir desen oluşturduk ve delikleri dalgalarla uyum sağlayacak şekilde yerleştirerek tasarımın bir parçası gibi görünmelerini sağladık.


Alt kısımda askı için pimler de var, değil mi?

Hiroshi: Müzik enstrümanlarını yerleştirecek bir yere ihtiyacınız vardır. Bu klavyenin mümkün olduğunca kompakt olması için çabalarken elinize alıp çalmaya başlama kolaylığı açısından klavyeyi gitarlar ve nefesli enstrümanlar kadar çok yönlü hale getirmeye çalışıyorduk. Standart bir gitar askısı takarak klavyeyi masa veya standa ihtiyaç duymadan çalabiliyorsunuz. Hatta kanepede oturarak veya yatakta da çalabilirsiniz. Askı, klavyeyi sabit tutuyor. Tek bir konuma bağlı kalmadan, klavyeyi birçok farklı konumda ve durumda kullanabilme özgürlüğü sunuyor.

Shunsuke: Hatta beyaz modelin askı pimleri gümüş renkte. Siyah ve kırmızı modellerde ise siyah pimler var.

Hiroshi: Genel olarak tasarım bütünlüğü konusunda oldukça katı olsak da her modeli bu küçük ayrıntılarla benzersiz hale getirmek için elimizden geleni yaptık.

Shunsuke: Örneğin, tuşların tabanında kullanılan keçe, her modelde farklı renkte. Beyaz modelde kahverengi keçe, siyah modelde kırmızı keçe, kırmızı modelde ise koyu kahverengi keçe bulunuyor.

Kouji: Başlangıçta, neden tüm modellerde aynı rengi kullanmadığımızı düşünüyordum. (gülüyor) Ekip her modelde doğru rengi bulabilmek için çok çalıştı.


Tasarım ve kullanılabilirlik arasında denge sağlamak için neler yaptınız?

Hiroshi: Tasarım konseptinde olduğu gibi, kullanıcı arayüzünde de sadeliğe odaklandık. Düğmeler bir sıra halinde dizili ve sesleri soldan sağa doğru sırayla seçebiliyorsunuz. Hepsi bu kadar. Az sayıda düğme içeren minimalist tasarım, klavyenin bir ekipman olduğu algısını yok ederek onu yaşam alanınızı tamamlayan bir parça hale getiriyor.

Shunsuke: Tasarım açısından ise çalan kişinin müziğe odaklanabilmesi için öğeleri minimal tutmak ve görsel kalabalığı mümkün olduğunca azaltmak istedik. Örneğin, düğmelerin üzerindeki metinler kalın fontla değil, ince ve dar fontla yazıldı. Fakat tasarımın sadeleştirilmesinin yeterli gelmeyeceğini düşünüyorduk. Sağ taraftaki Casiotone harflerinin oyukluğu normalden üç kat daha derin oldu, tuşların tabanında dalgalı bir desen kullanıldı ve düğmeler diğer enstrümanlara göre daha yüksek yapıldı. Tasarımı sade tutarken bu küçük ayrıntılarla enstrümanın duygusal değerini vurgulamaya çalıştık.

Kouji: Detaylar konusunda çok titizdin, değil mi?

Shunsuke: Ben klavye çalmayı bilmiyorum bile. Ancak bence CT-S1, benim gibi çalmayı bilmeyen insanların gerçekten çalmak isteyeceği şekilde tasarlanabilmesi için benim sorumluluğuma verildi. Ne kadar minimalist bir tasarım olduğunun ve ne kadar kolay kullanıldığının bilincindeydim. Benim bakış açımdan bile, çalması zor gibi görünmesini istemedim.

Hiroshi: Düğmeler, bastığınızda tatmin edici bir his veriyor ve ses düzeyi düğmesi de diğer modellere kıyasla biraz daha ağır. Birazcık son teknoloji ürünü bir ses sistemini andırıyor.

Kouji: Ses düzeyi düğmesi konusunda çok hassastık. Hiroshi'nin de belirttiği gibi, son teknoloji ürünü ses sistemlerinin düğmeleri sürtünmesiz ancak ağır bir hisse sahip. Önceki ürünlerimiz hafif bir his verecek şekilde tasarlanmıştı ancak bu modelin hedef kitlesini düşününce daha ağır ve daha ölçülü bir his uyandırmanın iyi olacağını düşündük. Bu nedenle klavyeyi özelleştirmek için tedarikçilerimizle iş birliği yaptık.

Shunsuke: Siyah modelde, ışık kapalıyken düğmedeki LED'in yuvarlak ana hattı bile kayboluyor. Tasarımı olabildiğince minimalist kılmaya çalışıyorduk. Aslen görsel kalabalığı azaltmak istedik.

Kouji: Aydınlatılan kısmın ana hattının güç kapalıyken görünmez olmasını istemiştiniz. Bu da benim anlam veremediğim bir diğer şeydi. (gülüyor) Düğmeler için kauçuk yerine plastik istediniz ve daha pahalı olan seçeneği talep ettiniz.

Shunsuke: Düğmeler çok çıkıntılı olduğu için LED'ler yeterince parlak değildi.

Kouji: Evet, özellikle beyaz modelde yeterince ışıklı değildi. Renk değişiklikleri yaparken aynı kalıptan çıkan aynı parçaları kullanırız ancak bu sefer kalıpları değiştirmek zorunda kaldık. Beyaz, kırmızı ve siyah modellerin her birinde düğmeler için ayrı kalıplar ürettik.

Hiroshi: CT-S1 için özel olarak yaptığımız birçok detay var. Enstrümandaki her işlem sırasında kullanıcıların ne hissedeceğini düşünerek buna göre ayarlamalar yaptık. Bu kadar fazla fikir yürütmüş olmamız muazzamdı. Sade bir enstrüman dedim ama yaratım süreci hiç de öyle değildi. (gülüyor)

Yeni Bir Casiotone Doğuyor:

CT-S1 Geliştirme Ekibiyle
Kamera Arkası Röportajı

Teknoloji ve Yaratıcılıkla Dolup Taşan Yeni Bir Klavye Bitiş Çizgisini Geçiyor


Tasarımın görsel unsurlarından AiX Sound Source teknolojisine dayalı yüksek kaliteli ses oluşturma sürecine nasıl geçtiniz?

Hiroshi: AiX, "Acoustic Intelligent multi-eXpression" yani Akustik ve Akıllı Çoklu İfade anlamına geliyor ve ilgili enstrümanların ifade zenginliğini yakalayan gerçekçi sesler sağlıyor. Örneğin, piyano için AiX Ses Kaynağı'nın işleme gücünden yararlanarak zengin ve gösterişli sesler oluşturmamızı sağlayan çok sayıda dalga biçimini kullanabildik. Öte yandan, org ve elektronik piyano için bu gücü kullanarak gerçekten özgün sesler oluşturmak amacıyla amp ve efektleri çok ayrıntılı bir şekilde modelleyebildik.


CT-S1, ADVANCED TONES adlı özel bir ton seti içerir.

Hiroshi: ADVANCED TONES, en çok emek harcadığımız ton seti. Bunları AiX Sound Source teknolojisini kullanan ve "yepyeni ifade biçimleri sağlayan sesler" olarak tanımlıyoruz. Amacımız, çeşitli çalma dinamikleri aracılığıyla çalma stilinize ya da tek nota veya akor çalma durumuna bağlı olarak ayarlanan benzersiz ve orijinal sesler yaratmaktı.

Örneğin, GELİŞMİŞ TONLAR'dan biri MAGNI SYNTH-PAD. Tek bir nota çaldığınızda piyano ve synthesizer aynı anda ses veriyor. Fakat güçlü bir akor bastığınızda synth-pad aniden devreye giriyor ve dünya dışı muhteşem bir ses yaratıyor. Tek bir tonda bile birçok farklı ifade olabiliyor ve sonuç gerçekten büyüleyici. Bence bu, geliştiricilerin ayrıntılara verdiği önemi çok iyi yansıtıyor.

GELİŞMİŞ TONLAR'da elektronik piyano tonunu yaratırken de büyük özen gösterdik. Başlangıçta, çok fazla phaser efektiyle öne çıkacak bir ses yaratmak istedik. Bazı profesyoneller sesi test ettiğinde pratikte biraz daha incelikli bir sesi tercih edeceklerini söylediler. Bu nedenle daha yumuşak, daha hafif bir ses elde etmek için ayarlamalar yaptık. Müzisyenlerden o kadar çok farklı fikir duydum ki projenin sonuna gelmeden ses tasarımcısının pes edeceğini düşündüm. Ama sonuçta, aldığımız profesyonel geri bildirimler beklentilerimizi aştı. Nihai ürünü çalan müzisyenleri dinlediğimde neredeyse gözyaşlarına boğulacaktım.


CT-S1 ayrıca eski Casio enstrümanlarına ait sesleri de içerir. Bunlar CASIO CLASSIC TONES olarak anılmaktadır.

Hiroshi: 40 yılı aşkın süredir elektronik enstrümanlar üretiyoruz. Bu enstrümanların çoğu hala müzisyenler tarafından seviliyor. Bu yüzden köklerimize dönmenin bir yolu olarak bu tonları da sisteme dahil ettik. Çok sevilen CZ ve VZ dijital synthesizer'lardan aldığımız tonların yanı sıra benzersiz VL-1'den günümüzün müzik dünyasında kullanılabilecek sesler ve ilk Casiotone olan 201 modelinden elektronik piyano tonları seçtik. O günlerde görev yapan bazı geliştiriciler bugün hala şirkette çalışıyor. Bu yeni klavyemizi oluştururken o efsane isimlerden bilgilerini bize aktarmalarını istedik. Örneğin, VZ-1 için "SeeGod" tonunu oluşturan kişi ekibimizdeydi. Orijinal klavyeyi çalmıştım, ses muhteşemdi. Gerçekten de adının hakkını veriyordu. Soğuk metalik bir hissi vardı ama gerçekten çok hoştu. Tanrıyı gerçekten görmek gibiydi! (güler) Harika bir ses olduğunu düşünüyordum, bu yüzden onu da dahil ettik.


En son çıkan bu klavye, yeni başlayanların kolayca öğrenip kullanabileceği enstrüman olmasının yanı sıra müzik ekipmanlarına büyük ilgi duyan kişilerin de keyif alacağı seslere sahiptir.

Hiroshi: Şimdiye kadar hiçbir klavyeye bu kadar çok ses yerleştirmemiştik. Belirli bir deneyim seviyesine sahip kişilerin de klavyeyi kullanmaktan keyif almasını istedik. Daha fazla ses eklemenin, enstrümanı bu kişiler için daha cazip hale getireceğini düşündük. VL-1 sesleri çok ilginç. Dizileri sol elle, melodileri sağ elle çalmak çok keyifli. Orijinal VL-1'in mini klavyesiyle karşılaştırıldığında CT-S1'in 61 tuşu sayesinde mümkün olabilen bir tür "gizli özellik" bu.


Bu ürünün yapımında çok fazla yaratıcılık kullanıldığı belli.

Hiroshi: Doğru. Bazen neredeyse en baştan başlamak zorunda kalıyorduk. Üzerimizde zaman baskısı olmasına rağmen mühendislerden farklı fikirleri tekrar tekrar denemelerini istedik. Kaliteyi bu seviyeye yükseltebilmek için elimizden gelenin en iyisini yaptık. Üçümüz bu projede liderdik ancak başarımızı şu an yanımızda olmayan birçok insanın tutkusuna borçlu olduğumuzu düşünüyorum.


Nihai enstrüman hakkında ne düşünüyorsunuz?

Shunsuke: Bir tane alıp çalmayı öğrenmeyi düşünüyorum! Çok uzun süredir klavye çalmak istiyorum ve nihayet sahip olmak istediğim bir klavye buldum. Herkesin ortak çabalarının sonucunda ortaya gerçekten harika bir ürün çıktığını düşünüyorum.

Kouji: Yaklaşık iki yıl önce yine oldukça ince olan Privia PX-S dijital piyano serisini piyasaya sürdük ve çığır açan ürünler olacağını düşündük. Gerçekten ezber bozan bir klavye olan CT-S1'de de kompakt boyut, sadelik ve mükemmel tasarımı bir araya getirebildiğimiz için çok mutluyum.

Hiroshi: Kompakt boyut hedefiyle hareket edip öğe sayısını en aza indirerek kompakt bir pakette etkileyici bir ses düzeyi oluşturabildik. Sanırım bu ürün, klavye çalmaya başlamak isteyenler için mümkün olan en iyi seçenek. Daha önce de belirttiğim gibi, taşınabilir klavyelerin gitarlar veya nefesli enstrümanlar kadar kolay kullanılabileceği bir dünya yaratmak istiyorum.


Nihai enstrüman hakkında ne düşünüyorsunuz?


Kouji: Bu klavye sade olmakla birlikte daha önce hiç var olmayan yeni bir klavye yarattığımızı düşünüyorum. Kullanıcıların bu ürünü oturma odalarında veya evlerinde diledikleri yerde keyifle kullanacağını umuyorum.

Hiroshi: Müziği seven ve müzik yapmayı denemek isteyen kişilere yardımcı olmaya devam etmek istiyoruz. İster sevdiğiniz bir şarkıyla alıştırma yapın, isterseniz var gücünüzle müzik çalın, daima keşfedilecek yeni bir şey vardır. Bu deneyim gerçek bir lüks ve bence enstrüman da buna kapı açarak sizi hızla benzersiz bir müzik yolculuğuna çıkaracak. Boş zamanlarınızda ara sıra çalsanız bile müzik sizi alıp götürebilir. Bence bu enstrüman benzersiz bir deneyim sunuyor. Kesinlikle denemeli ve çalmalısınız!

Shunsuke: Klavye çalamadığım halde bu benim gerçekten sahip olmak istediğim bir ürün. Umarım hiç klavye çalmamış olan kişiler mağazada bunu görür görmez durup denerler. Klavyenin evlerinde olduğunu hayal etmelerini ya da kendilerini çalarken hayal etmelerini istiyorum. Klavyenin tasarımı ve özellikleri mükemmel. Herkesi deneyip görmeye davet ediyorum.

Select a location