Sol - Marie Hashimoto
Proje Yönetimi Departmanı, Geliştirme Tanıtım Birimi, Mühendislik Genel Merkezi
Sağ - Asami Ogasawara
Stratejik Planlama Bölümü, Müzik Aleti Pazarlama Departmanı
Sağ arka - Mariko Kyo
Tasarım Birimi, İletişim Tasarımı Departmanı
"Yaşam tarzı piyanoları" dünyasında çığır açan Privia, geleneksel normların sınırlarını aşan yeni bir perspektif yaratmayı hedefliyor. Bu hedef, yalnızca müzik dünyasından değil, birçok farklı alandan çeşitli perspektifleri de göz önünde bulunduruyor ve iş odaklı kişilerin bile kolayca kavrayabileceği bir yaklaşım sunuyor. Privia'nın yaptığı karmaşık yolculuk hakkında konuşmak üzere üç önemli kişiyle bir araya geldik: Marie Hashimoto (Ürün Geliştirme), Mariko Kyo (Marka Tasarımı) ve Asami Ogasawara (Pazarlama). Bu kişilerin hepsi, başta amiral gemisi model PX-S7000 olmak üzere, Privia'nın kimliğini şekillendirmede önemli roller oynadı ve Privia'yı bir piyanonun da ötesinde, temel bir yaşam stili modeli olarak tasarlama konusundaki yaklaşımlarını bizimle paylaştılar. Privia serisinin amiral gemisi modelinin yaratılmasının ardındaki etkileyici hikayeleri dinlemeye hazır mısınız?
─ "Privia" nasıl ortaya çıktı?
Marie Hashimoto: Privia ilk olarak yirmi yıl önce, her müşterinin müzikle özgürce etkileşime girmesini sağlamak için tasarlanan "özel piyano" konsepti altında ortaya çıktı. İlk günden beri farklı yaşam tarzlarıyla kusursuz bir şekilde uyum sağlayan, uzun ömürlü şık tasarım konseptini koruyor. Piyanonun bir "müzik aleti" olarak sahip olduğu özelliklerini de aşan bu tasarım vurgusu, ses kalitesini ve tuş temasını da kapsıyor ve genel enstrüman çalma deneyimini iyileştiriyor.
─ Privia serisi çeşitli modeller içeriyor. Peki günlük eğlence için üretilen PX-S1100 gibi modelleri, amiral gemisi model PX-S7000'den farklı kılan ne?
Marie: PX-S1100, kompakt bir masaüstü modeli; piyano çalma deneyimini odanızın veya seçtiğiniz bir alanın rahatlığında yaşamanıza imkan tanıyor. Şık tasarımı, parlak üst panel kullanıcı arabirimi ve çeşitli renk seçenekleriyle, her türlü iç mekan tasarımını kolayca tamamlıyor. Amiral gemisi model PX-S7000 ise entegre standı ve pedallarıyla, daha merkezi bir konuma da uygun. Özellikle de piyanoyu duvara yaslanması gereken bir müzik aleti olmaktan çıkarıyor ve yaşam tarzınızı yansıtan bir alanda çalmanıza imkan tanıyan, çığır açan bir tasarım sunuyor.
─ "Entegre stand ve pedal" konsepti, geliştirme aşamasının ilk başlarından itibaren belirlenmiş miydi?
Marie: Kesinlikle. Ama başlangıçta, yalnızca dört ayaklı tasarımları değil, son üründen çok farklı konseptleri içeren tasarımları da değerlendirdik. Normalde, CASIO'daki ürün geliştirme ekibi, enstrümanı tasarım ekibine devretmeden önce yapısını tanımlar. Ama PX-S7000 için ürün geliştirme aşamasını ve tasarım aşamasını aynı anda yürütmemiz gerekti. Dolayısıyla en son dört ayaklı tasarıma gelene kadar birden fazla yineleme ve önemli denemeler yapıldı.
─ Bu tür bir deneme ve yanılma sürecinden geçmek neden gerekti?
Marie: Genellikle piyanonun duvara yaslanarak yerleştirileceğini varsayan, geleneksel düz piyano tasarımından ayrılmayı amaçladık. Odanın iç mekan tasarımıyla uyum sağlaması için duvara yaslanması gereken piyano tasarımından uzaklaşmayı çok istedik. Sonuç olarak, her açıdan şık görünen, çok çeşitli işlevsel gereksinimleri karşılayabilen ve duvara yaslanması gerektiğine dair hiçbir önyargı oluşturmayan bir tasarım ortaya koymamız gerekti.
─ Yani hedef mevcut Privia modellerine birer stand ve pedal eklemek değildi.
Marie: Kesinlikle hayır, istesek bile bu imkansız olurdu (gülüyor). Piyanolarda tuşlara bastığınızda ileri yönde bir kuvvet oluştur ve pedallara basıldığında oluşan kuvvet performansı etkileyebilir. Herhangi bir dengesizlik çalma deneyimini etkileyebilir. Doğru denge ve görsel açıdan çekici bir tasarım karışımı bulmak için çok uğraştık.
─ Benzersiz bir cazibesi olan etkileyici "Harmonious Mustard" renk düzeni, PX-S7000'in öne çıkan özelliklerinden biri. Bu renk tonunu son haline getirmek birkaç ay sürdü, değil mi?
Mariko: Evet. Ürün tasarım ekibi çeşitli iç tasarım mağazalarını titizlikle araştırarak bu benzersiz ve zarif rengi geliştirmek için farklı mobilya parçalarını inceledi. Bu geliştirme döneminde çok sayıda yineleme yaptık. Başlangıçta, mavi ve yeşil gibi renklere sahip prototipler vardı. Ancak hem piyanonun hem de iç mekanın görsel cazibesini artıran ve insanların yaşam tarzlarıyla kusursuz bir şekilde uyum sağlayan bir renk bulma vizyonumuzu gerçekleştirmek için sonunda "Harmonious Mustard" renk tonunda karar kıldık.
─ PX-S7000'in müzik mağazalarından değil de iç tasarım mağazalarından ilham alması şaşırtıcı. Bu enstrümanın ton özelliklerini nasıl geliştirdiniz?
Marie: Gövdenin arka kısmındaki hoparlörlerden gelen sesin her açıdan mükemmel olmasını sağlamamız çok önemliydi. PX-S7000, geleneksel duvara yaslama uygulamasından uzaklaşan bir tasarıma sahip olduğundan, oturma odasının merkezine yerleştirildiğinde de, koltukta oturarak çalındığında da ya da yemek alanında dinlendiğinde de tutarlı bir ses kalitesi sunmasını amaçladık. Sesin rezonansına ve uzamsal yayılımına ayrıntılı şekilde odaklanan tasarım yaklaşımımız, geleneksel enstrümanlardan çok, ses ekipmanlarının geliştirilmesi sürecinde uygulanan yaklaşıma daha yakın.
─ Peki tuş vuruşlarının ayrıntılarını ve hiç de kolay olmayan klavye tasarımını nasıl ele aldınız? İnce ve şık tasarımı göz önünde bulundurursak tuşları kısaltmak zor olmuş olsa gerek.
Marie: Gerçekten de zordu (gülüyor). Tuş vuruşlarının ayrıntılarına odaklanırken kuyruklu piyanodan ilham aldık ve ağırlık, esneklik ve sesin ne kadar hızlı üretildiği gibi faktörlere yoğunlaştık. Klavyenin görünümünü de dikkatli şekilde ele aldık. Otantik akustik piyanolarda kullanılan alaçam ağacı kullandık ve tanecikli ahşap yapının yanlardan görünmesini sağladık. Tuşların yüzeyinde de, fildişi görünümünü yeniden oluşturmak için her oktavdaki tuşun yüzeyini teker teker ayarladık. Bu piyanonun tasarımına hem estetik açıdan hem de işlevsellik açısından gösterdiğimiz özeni düşünecek olursak, onu çalanların ""Bir tasarımdan çok daha fazlası" olduğunu hissedeceğini umuyoruz.
─ Çok sayıda deneme ve hata aşamasından geçtikten sonra PX-S7000'ün piyasaya sürülmesi ne kadar zaman aldı?
Asami Ogasawara: Aslında epey zaman aldı. Hikayesinden anlamış olabileceğiniz gibi, PX-S7000, geleneksel piyanolarda kullanılanlara göre tamamen yeni bir yaklaşımı temsil ediyor. Bu yüzden görsel sunumda da geleneksel yöntemlerden ayrılmamız gerekti. Privia için normalde uyguladığımız yaklaşım, enstrümanın rolüne odaklanarak görsel sunumu geliştirmektir. Ancak "Hayatla Uyumlu" vurgusunu da göz önünde bulundurarak "piyanoyla yaşam tarzı" temasını özgün bir şekilde yansıtmayı amaçladık.
─ Bunu nasıl yaptınız?
Mariko: Odağımız, piyanonun insanların yaşam tarzlarıyla nasıl uyum sağlayabileceğini ortaya koymaktı. Bunu "göze çarpmayan" veya "rahatsız edici olmayan" bir tasarım oluşturarak değil, "varlığının mekanı geliştirdiği ve yaşam kalitesini artırdığı" yaklaşımını yansıtarak yapmak istedik. Piyanonun ve özellikle de PX-S7000 modelinin bu cazibesini sezgisel bir şekilde nasıl aktaracağımızı belirlemek için başta Asami ile olmak üzere ayrıntılı görüşmeler gerçekleştirdik.
Asami: Privia'nın vizyonuna uygun şekilde, yüksek kaliteli bir yaşam tarzı sunan unsurları tanımlamak için ayrıntılı araştırmalar yaptık. "Konforun" ne anlama geldiği ve ne tür bir durumla ilgili olduğuna odaklandık. Ürünü üretmekten sorumlu ekiple birlikte bu kelimelerin tasarım açısından ne anlama geldiğini ve bunun görsel olarak nasıl ifade edilmesi gerektiğini derinlemesine inceledik.
Mariko: Marka tasarımı departmanında, yeni ürünler geliştirirken her zaman "konsept sanatı" yaratırız. Tasarımın; örneğin ışık, battaniyenin dokusu ve diğer küçük ayrıntılarla nasıl etkileşim kuracağı gibi ayrıntıları net bir şekilde ifade ederek şirketteki herkesin tema, konsept ve hedef kitle hakkında ortak bir görüş paylaşmasını sağlayabiliriz. Bu düşünce sürecini doğru bir şekilde yansıtan "konsept sanatına" sahip olmak, ürünün amacını ve ürünle yaşanabilecek deneyimleri aktarmak açısından çok önemli.
Asami: Bunu şirkette "Privia'nın Kutsal Kitabı" olarak anmayı seviyoruz (gülüyor). Aslında PX-S7000'in temasını ve konseptini ifade etmek zor bir görevdi. Bunu doğru bir şekilde aktarabilmek için birkaç gün boyunca fotoğraf çekimleri gerçekleştirdik. Hem enstrümanın odayla nasıl etkili şekilde uyum sağladığını yansıtmak hem de cazibesini aktarmak istedik. Çekim sırasında son anlara kadar birçok yoğun tartışma yaşandı.
─ PX-S7000'in cazibesini kullanıcılara nasıl aktarıyorsunuz?
Asami: Pazarlama departmanı olarak, planlama ve tanıtımdan satış stratejilerine ve Halkla İlişkiler uygulamalarına kadar marka oluşturma ve pazarlamayla ilgili çeşitli konulardan sorumluyuz. İlk olarak, bu proje için dünya çapında ilişkiler kurduğumuz müzisyenlerin yanı sıra bazı yeni kullanıcılarımızı da piyanoyu denemeleri için davet ettik. Ses kalitesi, tuş vuruşu nüansları ve işlevselliği gibi enstrümanın temel ve önemli yönlerini kendi bakış açılarından değerlendirdiler.
Aynı zamanda, insanların yaşam tarzıyla uyumlu bir piyano yaratmak amacıyla tamamen yeni bir Privia modeli geliştirdiğimizden Ligne Roset, VOGUE JAPAN ve Seki Furniture gibi benzer hedefleri olan şirketlerle iş ortaklıkları da kurduk. Bu ortaklarla iş birliği yapmak ve bu ortaklıkları teşvik etmek, ürünün müşteriler için sunduğu cazibeyi aktarmamıza yardımcı oldu. Bu projede bizimle iş birliği yapan tüm müzik sanatçıları ve şirketler bu projeye tutkuyla yaklaştı ve kullanıcılardan aldığımız olumlu tepkiler, projede yer alan herkes için inanılmaz derecede önemliydi.
─ Her birinizin "Privia serisi" için gerçek bir tutkuyu paylaştığı açık. Bu tutkuyu besleyen ne? Ayrıca CASIO'yu bir üretici olarak nelerin benzersiz kıldığını da bizimle paylaşır mısınız?
Asami: Şahsen, çocukluğumdan beri piyano çalıyorum. Bu yüzden piyano çalmanın hem eğlenceli yönünü hem de zorluklarını iyi anladığımı düşünüyorum. Bence müzik aleti çalmak her iki açıdan da insanın hayatını zenginleştiren bir deneyim. Piyano çalmayı herkes için daha erişilebilir hale getirmek istiyorum, böylece daha da fazla insan müzikle hayatını iyileştirme fırsatına sahip olabilir. Privia'yı mümkün olduğunca çok kişiye ulaştırma tutkusunu paylaşan benzer görüşlü kişilerle aynı ortamda çalışmayı seviyorum.
Mariko: CASIO için şirket olarak, müziğin "keyfini çıkarmayı" sağlamak son derece önemli. Kendim bir klavye enstrümanı çalmıyorum. Ama CASIO'nun müzik enstrümanı çalmayı kolaylaştırma ve sadece enstrüman çalmanın yoğun pratik yapma yönüne odaklanmak yerine, müziğin keyfini mümkün olduğunca çok kişiye ulaştırmaya çalışma çabalarını destekliyorum. Marka tasarımı rolümün bir parçası olarak, amacım müşterilerin CASIO'nun cazibesini anlamasını ve tasarımında kullanılan farklı yaklaşımı takdir etmelerini sağlamak.
Marie: CASIO akustik piyanolar üretmiyor ve tüm çalışmalarını "dijital piyanolar" geliştirmeye ayırıyor. PX-S7000 gibi modeller, duvara yaslanarak kullanılan geleneksel piyano görüntüsünden ayrılan yaratıcı bir özgürlük hissi uyandırıyor. Bu esneklik, sadece klasik müzik severlere değil, caz ve rock müzik tutkunlarına da hitap ediyor. Her kişinin enstrüman çalma stiliyle kusursuz şekilde uyum sağlayabilen müzik aletleri üretmeye devam etme çabalarımızı sürdürüyoruz.
Burada bu yolculuğun perde arkasını ve Privia'yı bir yaşam tarzı piyanosu haline getirdiğimiz evriminin ardındaki sırları ortaya koyduk. Hepsinden önemlisi, bu süreçte yer alan kişilerin sergilediği olağanüstü empati ve tutku, bu markanın doğmasına ve şekillenmesine yardımcı olarak, tamamen yeni değerler ve kültür yarattı.